Tutukluluga Itiraz Dilekcesi

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi – 2024

Tutuklama, suç işlediği kuvvetli şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde şüpheli veya sanığın kaçması veya delilleri karartmasını önlemek amacı ile kişi özgürlüğünün kesin hükümden önce hakim kararı ile kısıtlamasıdır.

Tutuklamayla ile ilgili kararlara karşı itiraz yolu açıktır.

Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya tahliye isteminin reddine ilişkin kararlara şüpheli veya sanık itiraz edebilir.

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği

ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
Şüpheli : 
Adres:
Müdafii : Av. Ömer Can ALKAN – Av. Egem YILDIZ
Konu : Müvekkilin tutuklama kararının kaldırılması istemidir.
Açıklamalar : 
  1. Ankara Sulh Ceza Hakimliğinin 2023/… sorgu numaralı dosyasında,  … tarihinde; müvekkil … hakkında “soruşturma dosyası kapsamında tutuklama tedbirinin ölçülü olacağı” gerekçesiyle tutuklama kararı verilmiştir. Tutuklamanın yasal koşulları mevcut olmadığı halde, müdafii bulunduğum şüpheli hakkında tutuklama kararı verilmiş olmasında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.
  2. Şöyle ki; CMK kapsamında tutuklama kararı verilebilmesi için; kuvvetli suç şüphesinin varlığı ve şüpheli-sanığın davranışları neticesi delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ihtimalinin bulunması ve şüpheli-sanığın kaçma ihtimalinin bulunması gerekmektedir.
  3. Ancak işbu olayda müvekkil,  maddi gerçeklik  ile olayın meydana geliş şeklini; gerek kolluk ifadesinde gerekse hakim huzurunda samimi ve çelişki içermeyen şekilde aktararak savunmasını yapmış bulunmaktadır. Müvekkilin suç işlemeye eğiliminin olmadığı hususunun; soruşturma aşamasındaki tutumu ve maddi olayları samimi bir şekilde beyan etmesi, dosya kapsamında bulunan müvekkile ait adli sicil kaydından da görüleceği üzere herhangi bir sabıkasının olmayışının sayın hakimliğinizce gözetilmesi gerekmektedir.
  4. Ayrıca müvekkil, verdiği kolluk ifadesinde olayın aydınlanmasını sağlamıştır ve haiz bulunduğu tüm bilgileri aktararak yargılamaya yardımcı olmuştur.
  5. Müvekkil, geçimini taksi şoförü olarak çalışarak sağlamaktadır. 8 ay önce yalnızca 2-3 kez, aynı taksi plakasını paylaştığı şoför arkadaşının ricaları üzerine, içinde parfüm olduğunu zannettiği kutuları taksimetre ücreti karşılığında arkadaşının belirttiği adreslere teslim etmiştir ve başka hiçbir kazanç sağlamamıştır. Ancak, müvekkil olayların akıbetini öğrendikten sonra bir daha bu işlere karışmak istememiş, arkadaşlarıyla olan irtibatını kesmiş ve başka bir takside çalışmaya başlamıştır.
  6. Açıklamalarımızı destekler şekilde; uyuşmazlığa konu suça ilişkin yapılan ev aramasında da, müvekkilin evinde suça konu hiçbir materyale rastlanmamıştır. Dolayısıyla, müvekkilin kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmamaktadır.
  7. Son olarak, müvekkil yukarıda belirtilen adreste … yaşındaki babasıyla ikamet etmekte ve babasının ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Haksız olarak verilen bu tutuklama kararı, müvekkil açısından olduğu kadar ailesi için de büyük bir mağduriyete sebep olmakta ve yaşlı babası açısından telafisi olmayan zararlar doğurmaktadır.
Sonuç ve İstem : 
Yukarıda izah edilen sebeplerden dolayı, müvekkilin daha fazla mağdur olmaması adına, Ankara … Sulh Ceza Hakimliğinin, 2023/… sorgu numaralı dosyasında, … tarihli tutuklama kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederim.
Saygılarımla,
Av. Ömer Can ALKAN – Av. Egem YILDIZ

tutukluluga itiraz

Tutukluluğa İtiraz

İster hakim ister mahkeme versin, tutuklama ile ilgili verilen kararlara itiraz yolu açıktır. Mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilemez; ancak tutuklamanın temel hak ve özgürlükler açısından taşıdığı önem nedeniyle CMK tutuklamaya ilişkin bu hükümden istisna tutmuştur (CMK m. 101/5, 267, 248/5)

CMK m. 101/2, tutuklama, tutuklamanın devamına veya tahliye isteminin reddine ilişkin kararları tutuklamaya ilişkin kararlardan saymıştır.

İtiraz sırasında sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşirse, itiraz konusuz kalır.

Cumhuriyet savcısı da bu hükme dayanarak tutuklama isteminin reddine veya tahliye isteminin kabulüne ilişkin kararlara itiraz edebilir.

Tutuklama isteminin reddi veya verilmiş tutuklama kararının geri alınması kararlarına karşı denetim muhakemesine gidilmiş olması sanığın salıverilmesine engel olmaz. (CMK m. 101/4)

Tutuklama nedenlerinin veya koşullarının ortadan kalkması durumunda tutuklama kararını veren hakim kendiliğinden veya istek üzerine tutuklama kararını geri alır.

Tutukluluğa itiraz, Ceza Hukukuna ilişkin bir uyuşmazlık olup, hak kaybı yaşamamınız adına mutlaka uzman bir Ankara Avukat‘ın görüşünün alınması önemlidir.

İletişim için: Adres – Telefon 

Tutukluluk Süresi

Öncelikle belirtmek gerekir ki; tutukluluk süresinin uzun tutulmaması, şüphelinin Anayasa m. 19/7-8 ve AİHS m.5’de güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile makul sürede yargılanma hakkının bir gereğidir.

  • Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok 1 yıl olup, bu süre zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek 6 ay daha uzatılabilir. (CMK m.102/1)
  • Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise, tutukluluk süresi en çok 2 yıldır ve bu süre, zorunlu hallerde ve gerekçesi gösterilerek uzatılabilir. Uzatma süresi toplam 3 yılı, TCK m. 302 ila m. 339’da düzenlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda 5 yılı geçemez.
  • Soruşturma evresinde tutukluluk süresi; ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde 6 ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde 1 yılı geçemez. TCK m. 302 ila m.339’da düzenlenen suçlarda, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda ve toplu suçlarda ise soruşturmada tutukluluk süresi en çok 1 yıl 6 ay olup, gerekçesi gösterilerek süre, 6 ay daha uzatılabilir. (CMK m. 102/4)

yargitay kararlari 1

Tutukluluğa İtiraz Yargıtay Kararları

  • Tutuklama Şartları

“Tutuklama, şüpheli veya sanığın kaçmasını ya da delillerin karartılmasını yahut tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı kurulmasını önlemek amacıyla başvurulan bir koruma tedbiridir. Tutuklama kararı verilebilmesi için, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller bulunmalı, bir tutuklama nedeni olmalı, ölçülülük ilkesine uyulmalı, tutuklama yasağı bulunmamalı, sanığa güvence belgesi verilmemiş olmalı, muhakeme şartı gerçekleşmeli, muhakeme ehliyeti bulunmalıdır. Hâkim veya mahkeme, kanunda yazılı tutuklama nedenleri bulunsa dahi tutuklama kararı vermek zorunda değildir. Görüldüğü gibi CMK’da tutuklamada zorunluluk yerine hâkimin takdirine dayanan bir sistem getirilmiştir. Bunun sonucu olarak CMK’nın 100. maddesinde sayılan bütün koşulların varlığı hâlinde bile tutuklama kararı verilip verilmemesi hâkimin takdirindedir. İşlenen suçun maddenin 3. fıkrasında sayılan katalog suçlardan olması da bunun istisnasını oluşturmayıp, bu durumda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı da söz konusu ise tutuklama nedeninin gerçekleştiği kabul edilebilecektir.” (Yargıtay Kararı – CGK., E. 2021/298 K. 2022/791 T. 8.12.2022)

  • Tutuklama Kararının Gerekçeli Olması

“Tutuklama koruma tedbirlerinden sadece bir tanesi ve bunlar içinde en ağır olanıdır. Nitekim 4721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, tutuklama tedbirini düzenlediği 100.maddesinde sıraladığı şartlarla tehlike ön şartının varlığını aramış; üstelik bunun yakın bir tehlike olması gerektiğini de kabul etmiştir. Böylece koruma tedbirleri bir tehlike tedbiri olmakla bir hakkın yakın tehlikede olmasını gerektirir. Bu nedenle koruma tedbirlerine başvurulabilmesi için ikinci koşul da haklı görünüş yani tedbirin korumak istediği durumun ileride gerçekleşeceğinin muhtemel olması gerektiğidir. Yargılama safhası şüphe ve tereddüt safhasıdır ve yargılama ile şüpheden belirginliğe geçiş; şüphenin yenilmesi ve uyuşmazlığın bunlardan arınılarak çözümlenmesi; karara bağlanmasıdır.

Bunun doğal sonucu olarak hükümden önce alınan koruma tedbirlerinin yasal gerekçesi, yargılama sonunda varılacak sonuç ve kararın gerekçesinden elbette farklı olacak; bu tedbirlerin uygulanma koşullarının varlığı ya da yokluğu ayrıca gerekçelendirilecektir. Koruma tedbirinin uygulama koşullarının kabul edilmiş olması asıl dava ve yargılama açısından ihsas-ı rey olarak düşünülemez. Gecikmede tehlike ve haklı görünüşün varlığı koruma tedbirlerinin uygulanması için yeterli değildir. Bunlar yanında koruma tedbirinin uygulanmasındaki amaç ile kullanılan aracın dengeli, orantılı, ölçülü olması koşulu da gerçekleşmelidir. Yargılama hukukunda koruma tedbirlerinin amacı, yakın tehlikenin doğurabileceği zarar ihtimalinden yani riskten yargılamayı korumaktır. Araç olan koruma tedbiri aynı zamanda insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına da yol açmakla, ulaşılması istenen amacı aşmamalı; kendisi ceza niteliğine bürünmemelidir.”  (Yargıtay Kararı – HGK., E. 2010/552 K. 2010/599 T. 24.11.2010)

  • Tutuklama Sebebiyle Devlet Aleyhine Açılan Tazminat Davası

“O halde eldeki davanın da bu çerçevede çözümü gerekmektedir. Hakimin tutukluluğa itirazın reddi kararında gerekçelerini ortaya koymadığı iddia edildiğine göre, tutuklamanın yerindeliğinin yani dosya kapsamına ve delil durumuna göre davacı-sanığın tahliyesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi de bu aşamada olanaklı değildir. Zira, hakimin eylemi kanunun açık ve kesin hükmüne aykırı olarak verdiği gerekçesiz kararıyla kişinin özgürlüğünün kısıtlanması suretiyle zararına neden olmak şeklinde ortaya konulmuştur. Zarar gören isterse bu sorumluluk nedenine, bu hükümlerde gösterilen koşullarla dayanarak Devlet’den tazminat isteyebileceği gibi; Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen sorumluluk nedenine dayanarak da, 141 ilâ 144 maddeleri nedeniyle sorumlu bulunan devlete de davayı yöneltebilir.”  (Yargıtay Kararı – HGK., E. 2011/649 K. 2011/787 T. 16.11.2011)

ankara avukat

4.5/5 - (2 oy kullanıldı.)

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir