tescilsiz tasarimlarin korunmasi

Tescilsiz Tasarımların Korunması – SMK 55

Tescilsiz Tasarım

Tasarım kavramı, “zihinde canlandırılan biçim, tasavvur” anlamını taşımaktadır.

Tasarım, 6769 sayılı SMK’nın 55. maddesinde, “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü” olarak tanımlanmıştır.

Kanunun lafzına göre, bir tasarımın sadece dış görünümünün (kabuk tasarımının) korunmasının tasarımların korunması hükümlerine göre yapılıyor olması, tasarımların diğer unsurlarına herhangi bir hukuki koruma sağlanmadığı anlamına gelmemektedir.

Gerekli şartların sağlanması halinde bir tasarım; patent (faydalı model), marka, telif ve fikir ve sanat eserleri mevzuatı kapsamında da korumadan faydalanabilecektir.

Tasarımların, aynı anda birden fazla korumadan yararlanabilmesine “kümülatif koruma ilkesi” adı verilmektedir. Hukuk sistemimizde de bu ilke kabul edilmiştir.

Kümülatif koruma ilkesi altında tasarımların birden fazla korumadan yararlanabilmesine, bir ahşap üzerine işlenen desenlerin aynı zamanda estetik özellikler barındırması haline FSEK kapsamında da koruma alanı bulması örnek olarak gösterilebilir.

Tescilsiz Tasarım Koruması

SMK yürürlüğe girmeden önce, 554 sayılı EndTasKHK hükmü uyarınca tescilsiz tasarımlar genel hükümler kapsamında bırakılmıştı.

Tasarım eser olarak değerlendirilebiliyorsa FSEK kapsamında, aksi halde haksız rekabet hükümlerine göre korunmaktaydı. Haksız rekabet hükümlerinin çok geniş kapsamda değerlendirilmesi, uygulamada sorunlar yaşanmasına sebep olmaktaydı.

SMK uyarınca, tescilsiz tasarımlara ilişkin mevzuat hükümleri, Avrupa Birliği Hukuku’na uygun hale getirilmiş olup tescilsiz tasarımların 3 yıl korunacağı hüküm altına alınmıştır.

Tescilsiz Tasarımların Korunması Şartları

Tasarımın korunabilmesi için bazı şartları sağlaması gerekmektedir.

AB hukukunda ve mevzuatımızda tasarım koruması için iki temel kriter belirlenmiştir. Bunlar, yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip olmaktır. Bu şartlar, olumlu koruma şartlarıdır.

Bu şartların yanı sıra, tescilsiz tasarımlar açısından SMK m.55/4 uyarınca, “ilk kez Türkiye’de kamuya sunulma şartı” da bulunmaktadır.

tescilsiz tasarimlarin korunmasi

Tescilsiz Tasarımların Korunmasında Yenilik Şartı

Tasarım mevzuatı açısından yenlik kavramı, daha önce ilan edilmemiş olma durumu olarak anlaşılmalıdır.

Yenilik kavramı; mutlak-nispi, nesnel- öznel ve basit nitelikli yenilik olarak üç gruba ayrılmaktadır.

SMK’nın 56. maddesinin 4. fıkrasına göre: “Bir tasarımın aynısı; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış̧ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.”

İşbu hüküm uyarınca, hukukumuzda mutlak ve nesnel yenilik kavramlarının benimsendiği anlaşılmaktadır. Ancak, belirtildiği üzere, tescilsiz tasarımlar açısından sağlanan koruma yalnızca kopyalamaya karşı bir korumadır.

Bu sebeple tescilsiz tasarımlar için öznel ve mutlak yenilik kriterleri kabul görmektedir.

Yenilik incelemesi, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından başvuru sırasında re ’sen yapılmaktadır. Yargıtay’a göre yenilik incelemesi ise bilirkişi incelemesi ile tespit edilmektedir.

Tescilsiz Tasarımların Korunmasında Ayırt Edicilik Şartı

Ayırt edicilik kavramı SMK’nın 56. maddesinde yer almaktadır.

Buna göre, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.”

SMK m.56 uyarınca, genel izlenimin bilgilenmiş kullanıcı gözüyle yapılması gerekmektedir.

Bilgilenmiş kullanıcı, ortalama tüketiciden daha fazla bilgi sahibi olan fakat konuda uzman olmayan kişiyi ifade etmektedir.

Örnek olarak, bir bulaşık makinesinin onarımı için bilgilenmiş kullanıcı tamirci iken, bir deterjan için bilgilenmiş kullanıcı bulaşık yıkayan kişidir.

Yargıtay, iki desen tasarımı detaylı incelendiğinde aralarında fark olduğu kabul edilecek olsa da tasarımların genel izlenimde ve bilgilenmiş kullanıcının algısında belirgin derecede yakınlık göstermesi durumunda tasarımın hükümsüzlüğüne karar vermiştir.

Tescilsiz Tasarımların Korunmasında Olumsuz Şartlar

SMK m.58/4 uyarınca, kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar, ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri, tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri, Paris sözleşmesinin 2. mükerrer 6. maddesindeki hususları barındıran tasarımlar, bileşik ürünün görünmeyen kısım tasarımları koruma görmeyecektir.

Tescilsiz Tasarım Hakkına Tecavüz

Hukuki alanda tecavüz, başkasının hakkını ihlal eden eylemler şeklinde tanımlanmıştır.

Yargıtay, tecavüz eylemini haksız fiil olarak tanımlamıştır.

SMK’nın 81. maddesinde sayılan tecavüz halleri sınırlı sayıda ise de sayılan haller birbirlerinden bağımsız olarak örnekleme yoluyla ele alınmışlardır.

Aşağıda açıklanan hallerden yalnızca birinin varlığı dahi tecavüz fiilinin varlığını gösterir.

Tescilsiz Tasarımı Üretmek Suretiyle Tecavüz

SMK m. 81/1-a uyarınca “Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek” tecavüz olarak nitelendirilmiştir.

Burada, yalnızca üretme eyleminin gerçekleşmesi yeterli olup ürünün piyasaya sürülmesi veyahut satışı şartı aranmaz. Ayrıca tasarım hakkına üretim yoluyla tecavüzden bahsedilebilmesi için üreten kişinin amacı da önem taşımaz.

Üretime hazırlık faaliyetleri tecavüz hali olarak nitelendirilmese de Yargıtay tasarımın esaslı unsurlarının üretilmesi halinde tamamlanmamış ürünler açısından da tecavüzün oluşabilmesini kabul etmiştir.

Ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar tasarım hakkı dışında tutulmuştur.

Tescilsiz Tasarımı Piyasaya Sürmek Suretiyle Tecavüz

Piyasaya sunumdan bahsedilebilmesi için ürünün nerede üretildiğinin bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan, ürünün Türkiye piyasalarında dolaşıma sokulmuş olmasıdır.

Ürünün yalnızca bir kez dahi piyasaya sunulmuş olması tecavüz fiiline kaynak oluşturur. Burada tartışmalı husus, yurt dışında üretilen ve yine yurt dışında satılacak olan transit geçiş olarak adlandırılan satımlara ilişkindir.

Yargıtay, bu durumun tecavüz hali sayılmayacağı görüşündedir. Ancak, eğer serbest bölgeye sokulan ürün başka bir ürünün taklidi ise, bu durumda tecavüzün varlığı Yargıtay’ca kabul edilmektedir.

Piyasaya sunma eyleminin tecavüz oluşturması durumu, tescilli ve tescilsiz tasarımlar açısından farklılık taşımamaktadır.,

Tescilsiz Tasarımı Satmak veya Sözleşme Yapmak İçin Öneride Bulunmak Suretiyle Tecavüz

Madde metninde yer alan satmak ifadesi, TBK’da olduğundan daha geniş bir anlam taşımakta ve kiralama, ödünç verme gibi tecavüz hallerini de kapsamaktadır.

Ayrıca sözleşme yapmak için öneride bulunmak da aynı maddede bir tecavüz hali olarak düzenlenmiştir.

Öneri (icap), sahibinin sözleşme yapma yönündeki iradesini karşı tarafa bildiren bir irade beyanıdır. Bu doğrultuda, gerekli şartları taşıyan irade beyanı tecavüz fiilini oluşturur.

Öneriye davet, tecavüz olarak nitelendirilmez.

Yargıtay, 2016 yılında verdiği, yüzük tasarımına ilişkin bir kararda, internetten sadece icapta bulunulmasının dahi tecavüzün varlığı için yeterli olduğuna hükmetmiştir.

İzinsiz Olarak Tasarımın Ticari Amaçla Kullanılması ve Bulundurulması

Kişinin, ticari bir amacı olmadan yalnızca kendi özel ihtiyacı için ürünü kullanması veya elinde bulundurması durumunda, tecavüz fiilinden bahsedilemez. Tecavüzün varlığı için ticari amacın varlığı gerekmektedir.

Örneğin, bir tacirin evinde yer alan bir ahşap masa başka bir masa tasarımının kopyası olsa bile masayı evinde şahsi kullanım için bulundurduğu için tacirin fiili tecavüz olarak nitelendirilemez.

İzinsiz kullanım kapsamına; tasarımın sahibinden izin alınmaksızın kullanılması, verilmiş bir iznin sınırının aşılması, verilen iznin süresinin dolması veya izin talebinin reddedilmiş olması gibi haller girmektedir.

SMK’ya göre verilecek izin bir şekil şartına tabi tutulmamıştır.

Tescilsiz Tasarıma Tecavüzün Belirlenmesi

Tasarımlara yapılan tecavüzler belirlenirken, tasarımın yenilik ve ayırt edici niteliğine ilişkin incelemedekine benzer bir yol izlenir. Burada, tasarıma karşı haksız bir müdahalenin var olup olmadığı incelenir.

Tecavüz için yapılan incelemede, ürünün genel görünümü dikkate alınır, ürün bir bütün olarak değerlendirilir.

Yargıtay’ın da görüşüne göre, tecavüz belirlemesi yapılırken ürünlerin farklı özelliklerinden ziyade ortak özelliklerine dikkat edilir. Tecavüzün varlığı için kusur aranmasa da tazminat talebi için kusur aranmaktadır.

Bir tasarımın tarzı, ticari başarısı, tasarımcısının özellikleri, kalitesi, tasarlanma amacı veya tasarımın meydana getirilebilmesi için harcanan emeğim ve masrafın boyutu tasarım hakkına tecavüz hali belirlenirken dikkate alınmayacaktır.

Tescilsiz Tasarım, Tasarım Hukuku‘na ilişkin bir uyuşmazlık olup, hak kaybı yaşamamınız adına mutlaka uzman bir Ankara Avukat‘ın görüşünün alınması önemlidir.

İletişim için: Adres – Telefon 

yargitay kararlari 1

tescilsiz tasarımın korunması yargıtay kararı

  • “…Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafa ait Z 122 kodlu ürünün davacıya ait 06874-4-1 nolu endüstriyel tasarım ve davacı kataloğundaki ürünler ile birlikte değerlendirilmesinde bilgilendirilmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin bir farklılığın olmadığı, bu nedenle davalının satışa sunduğu ürünlerin benzer olduğu, davalının eyleminin endüstriyel tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu gerekçeleriyle endüstriyel tasarım ve tescilsiz tasarıma yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’ine, davalının Z 122 kodlu ürünü üretmesinin, piyasaya sürmesinin tanıtım yapmasının engellenmesine, tanıtım evrakına el konulmasına, el konulan ürün ve tanıtım evrakının masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, 1.217,50 TL maddi tazminatla ….000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir…Bölge Adliye Mahkemesince “davacının hangi tescilsiz tasarımına tecavüz edildiği iddiası ile ilgili dosya içeriğinde bir inceleme yapılmadığı, bu itibarla sadece tescilli tasarıma göre karar verilmesi gerekirken dayanaksız bir şekilde tescilsiz tasarımla ilgili hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davalının istinaf talebinin yerinde görüldüğü” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne davalının satışa sunduğu Z 122 kodlu ürünlerin davacıya ait 2011/06874 – no’lu endüstriyel tasarıma yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tesbitine – men’ine, üretim, piyasaya sürme, tanıtımın engellenmesine, ürünlere ve tanıtım evrakına el konulmasına, imhaya, 1.217,50 TL maddi, ….000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, davacının tescilsiz tasarıma yönelik tecavüz ve haksız rekabete ilişkin ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir…” Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2017/4622 K. 2019/1295 T. 18.2.2019 (lexpera)
  • “… son bilirkişi raporu ile müvekkilin ait tescilsiz tasarımlardan “PETRA” isimli sehpaların dava dışı başka firmalar tarafından kullanımı tespit edilememiş olup, böylelikle harcıalem durumunun söz konusu olmadığı, tasarım açısından da haksız rekabet şartlarının mevcut olduğu dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken bu tasarıma ilişkin taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, diğer tescilsiz tasarımlarının da dava dışı diğer şirketlerin ürettikleri ürünlere göre ayırt edici özellikleri söz konusu olup, böylelikle davalı tarafından taklit edilen davacının üstün hak sahibi olduğu tüm tescilsiz tasarımlara yönelik haksız rekabetin mevcut olduğunun gözden kaçırıldığını, bu nedenlerle tescilsiz tasarımlar yönünden tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir…” Yargıtay Kararı – 11. HD., E. 2022/918 K. 2023/4390 T. 12.7.2023
5/5 - (3 oy kullanıldı.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir